"Aşk imiş her ne var alemde
İlm bir kıyl u kal imiş ancak" (Fuzuli)
İnsanı her yaşta ve mekanda sımsıkı saran ne güzel duygudur aşk. Her aklı başında, ki aşk gelince akıl devre dışı kalırmış, canlı bu muhteşem duygunun esiri olur. Esir olur doğru ve fakat canlılık özelliğinden de yine bu hal ile uzaklaşır insan... Mest/esrik/serhoş/sermest olur da uzaklaşır kendinden aşık. Fuzûlî olur bazen "Ger ben ben isem nesin sen ey yar / Ger sen sen isen neyim men-i zar" aşığın ve sevgilinin kim olduğunu şaşırır. Bazen Yunus olur "Yunus eydür benlügi aradan tarh edelüm / Senün ile bakayın seni göreyim Mevla" benliği aradan kaldırır.
Yazdığı çokça eseri ile Türk edebiyatının sanat gücünü, estetik değerini ve en önemlisi de geleneğinin genç kuşaklara bırakılmasını sağlayan Beşir Ayvazoğlu, bu Aşk Estetiği isimli ilk kitabıyla hakikaten zor bir mevzunun üstesinden hakkıyla gelmiş.
Doğu'nun edebiyat geleneğini, Batı'nın felsefe sistemini İslam'ın inanç kuvvetini ve divan şiirinin estetik değer yargılarını birleştirip üzerinde çokça konuşulmayı hak edecek bir şaheser ortaya çıkarmış. Bu eseri okudukça hem yeni şeyler öğrendim hem de nasıl güçlü bir geleneğe sahip olduğumuzu gördüm.
Sanatın, sanatçının, şairin, şiirin ve bunların hepsini yaratan o ulvi gücün ne gibi özelliklere sahip olduğuna bir kere şahit oldum...
Sanat güzelin peşindedir. Sanatçı en güzeli arar hep baktığında, yazdığında, çizdiğinde ve şekil verdiğinde. Kısaca en güzel olanı yaratıcı gücü yani mutlak hakikat olan Allah'ı arar. " Sanatçı, bu çerçevede güzelliği yaratan değil, keşfeden adamdır. Çünkü sanat zaten var olan bir niteliği, güzelliği araştırmaktır. 'Güzellik' objektif bir nitelik olmadığına göre sözgelişi güzel bir ağacın resmini yaparak yahut kelimelerle tasvir ederek güzeli ulaşılamaz. Ağaç sadece bir işarettir( ayet). Güzel Niye bu işaretten hareket ile ulaşmak gerekmektedir. Duyularımızla kavradığımız güzel ağaç, biz farkında değilizdir ama sürekli bir değişme hâlindedir ('ol' emriyle sürekli yeniden yaratılmaktadır). Gerçek güzellik ağacın değişen niteliklerinde değil değişmeyen özündedir.Bu öze ancak soyutlama tecrit yoluyla ulaşmak Mümkün olabilir. "(s. 198)
V. Oktay BEYAZLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder