2 Eylül 2018 Pazar

ADI HİKAYE ANCAK İÇERİĞİ ROMAN OLAN BİR KİTAP

ADI HİKAYE ANCAK İÇERİĞİ ROMAN OLAN BİR KİTAP

Servetifünun neslinin ve modern Türk romanın  büyük ismi Halit Ziya Uşaklıgil, İzmir'de kaleme aldığı ilk iki romanı Sefile ve Nemide sonrasında 1888'de "Hikaye" adında bir de makale kaleme alır.
Tanzimat dönemiyle edebiyatımıza girmeye başlayan roman türüyle alakalı ilk ifadeler Namık Kemal'in İntibah romanını değerlendirdiği Celal Mukaddimesi'nde geçer. Ancak bu dönem itibarıyla roman türü hikaye türünden kesin çizgilerle tam olarak ayrılmadığından roman yerine genel manada hikaye denmiştir. Tıpkı Kemal gibi Halit Ziya da hem eserine hem de roman türüne hikaye demiştir.
Halit Ziya ilk olarak İzmir'de Tevfik Nevzat'la çıkardığı Hizmet gazetesinde tefrika ettiği  bu makaleyi daha sonra 1891'de kitap haline getirmiştir.
Yazar kitapta öncelikle roman türünün Batı'daki gelişim evrelerini Kadim Zamanlar, Orta Çağ ve Yeni Zamanlar olarak belirledikten sonra Hakikiyun dediği realizm akımının beş büyük temsilcisi olan Balzac, Flaubert, Goncourt Kardeşler, Emile Zola ve Alphonse Daudet' i tanıtır okuyucuya. Yazar bu tanıtım esnasında bu isimlerin hem hayat hikayesinden hem de eserlerinden örnekler verir.

Eserin sonraki bölümlerinde makalenin asıl yazılış gayesi olan romantiklerin ve realistlerin karşılaştırılmasını görürüz.  Meslek-i Hakikiyun dediği realist akımının ana özelliklerini örnek metinler eşliğinde veren Uşaklıgil; Meslek-i Hayaliyun dediği romantiklerin de realistlerden eksik olan taraflarını kısaca belirtir.  Eserde realist ve romantiklerle beraber birkaç yerde ismi anılan Masalcılar diye nitelendirdiği bir grubun zayıf yönlerine de değinen yazar makalenin son kısmında asıl söylemek istediğini söyler:
"Evvel emirde şurasını izah edelim ki biz bu makaleyi iki suretle yazdık, tarafsız ve taraflı. Tarafsız yazdık, çünkü erbab-ı mütalaaya hakikiyunu tercih etmek mecburiyetini yüklemek fikrine hizmet etmedik. Taraflı yazdık, çünkü neticesinde fikr-i mahsumuz olmak üzere hakikiyunun hayaliyuna üstünlüğünden bahsedeceğiz. " (Uşaklıgil, 2017; 127)

İçeriğinden kısaca bahsettiğim bu kitapta Halit Ziya; romantik akımın gerçekçi olmayan tahlil ve tasvir anlayışına karşı çıkmakta ve romantikleri edebiyatın hayali unsurlarını ön plana çıkardıkları yönünde eleştirir. Oysa realistler eserlerindeki kişi ve mekan tasvirlerinde o kadar gerçekçidirler ki hayatın bir noktasından çıkıp da gelmiş gibidirler. Öyle ki Balzac'ın hikayelerindeki kişilerin kalbinin altında bir yürek çarptığı anlaşılır. Çünkü o kadar gerçekçidir bu eserler.

Kendisi de Türk romanının en önemli realistlerinden olan Halit Ziya'nın hem ürün verdiği bir tür olan roman konusunu ele alan bir makale kaleme alması hem de bağlı bulunduğu bu akımın özelliklerini sıkı sıkıya desteklemesi her sanatçıda bulunması gereken bir meziyettir.

Eserde göze çarpan en önemli noktalardan birisi de Halit Ziya'nın o dönemde sadece Ahmet Midhat Efendi'yi romancı olarak kabul etmesidir. Onu da romantik akımının bir temsilcisi olarak görür. Zaten yazarın küçüklüğünde dedesine evde Ahmet Midhat romanları okuduğunu daha evvelinden bilmekteyiz.

Büyük nesir üstası Halit Ziya'nın edebiyat anlayışını, tasvir ve tahlil yeteneğinin nereden geldiğini anlamanın ve en önemlisi de realist akımın baskın özelliklerini ve temsilcilerini önemli eserleriyle öğrenmenin en güzel yolu işte bu küçük hacimli kitaptan geçer. Adı hikayedir ama içeriğinde romandan bahseder.

Vahdettin Oktay BEYAZLI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YAZIN DÜNYASINI DEVİNGEN Kılan "İMGESEL İLETİŞİM"

YAZIN DÜNYASINI DEVİNGEN KILAN"İMGESEL İLETİŞİM" Dil her sanatçının(yazar/şair) ana sermayesidir; ilk ve son durağıdır. Bu...